On binlerce insanın canına kasteden, göz göre adeta kumdan binalar yapan müteahhitler birer birer yakalanıyor. Depremde yaşamlarını yitirenlerin bir numaralı sorumlusu olanlar, yargı önüne çıkarılıyor.
İmar kurallarına aykırı, demiri ince veya eksik, ırmak kumu yerine deniz kumu kullanarak inşa ettikleri, depremle yerle bir olan daireleri ederinin çok üzerinde fahiş fiyatla satan müteahhitler yurt dışına kaçamadan yakayı ele veriyor.
Adıyaman’da yıkılan çok sayıda binanın müteahhidi olduğu saptanan Yavuz Karakuş ve Sevilay Karakuş Gürcistan’a kaçmaya çalışırken İstanbul Havalimanı’nda, Gaziantep’te yıkılan Bahar Apartmanı’nın hafriyatında yapılan incelemede ihmali olan İbrahim Mustafa Uncuoğlu İstanbul’da, Adana’da 83 kişinin can verdiği Alpargün Apartmanı’nın müteahhidi KKTC’de yakalandı.
“Cennetten bir kare” diye satışa sunulan yüzlerce kişiye mezar olan Rönesans Rezidans’ın sahibi Mehmet Coşkun ile Gaziantep’te Ayşe Sitesi’nin müteahhidi Mehmet Ertan Akay ise tutuklandı. Malatya‘da Poyraz İnşaat'ın sahibi Muharrem Poyraz ise aranıyor.
Bu isimleri özellikle buraya taşıdım. Çünkü onlar, inşa ettikleri çürük yapılarla on binlerce masum kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Aşırı fiyatla sattıkları depreme dayanıksız binalarda oturanlar yemesinden içmesinden keserek oluşturduğu birikim ve banka kredileriyle konut sahibi olan dar ve sabit gelirli gariban insanlardı.
Adalet Bakanlığı bünyesinde salt bunları soruşturacak birim kuruldu. Cumhuriyet savcıları kolları sıvayarak, binlerce kişiye mezar olan konutları yapanları soruşturmaya başladı. Kuşkusuz, önümüzdeki günlerde çok sayıda müteahhit yakalanarak yargıya hesap verecek.
Emeği ile geçinen insanlara yılların birikimiyle başlarını sokacak bir yuva yerine mezar satan arsızların polisteki ifadeleri kan donduruyor. İçlerinden biri “vicdanım rahat” diyerek kendini savunuyor. Nasıl rahat oluyor o vicdanlar anlamak mümkün değil. Ölenlerin yanı sıra hala enkazın altında bulunanlar var. Adam çıkmış pişkin pişkin “vicdanım rahat” diyebiliyor.
Yargının gereğini yapacağına inancımız tam. Kesinlikle ödün verilmemeli bu adamlara. “Bu müteahhit şunun adamı, bu müteahhit siyasi iktidara yakın” denilmeden hak ettikleri cezaya çarpıtılmalı. Aklımıza bile getirmek istemediğimiz şekilde bunlar salıverilirse, depremzedelerin yanı sıra asıl Türkiye’nin canı daha fazla yanar, acılar katlanır.
Marmara depreminde Yalova’da bir tek Veli Göçer’in cezalandırılması hala belleklerde. O da belli süre sonra hapisten çıktı. Bu kez daha ağır cezalar uygulamalı Türk yargısı. O vakit acılar bir nebze olsun hafifler...