Halk palamuda koşuyor

Abone Ol

1 Eylül’de başlayan av sezonu ile birlikte palamut bolluğu devam ediyor. 
Her keseye hitap eden palamut, pahalı fiyatından ötürü kırmızı et ve tavuğa ulaşamayan dar ve sabit gelirlinin yüzünü güldürüyor. Balıkçı tezgahlarında 1 kilograma yaklaşan gariban balığının tanesi 50-75 TL arasında satılıyor. Karadeniz’in her yanında gece ava çıkan tekneler, günün ilk ışıklarında tonlarca palamut ile limanlara dönüyor.  
Beklentiler doğrultusunda 1 Eylül’den bu yana oldukça bol avlanan palamut, hem satıcıyı hem de tüketiciyi hoşnut ediyor. Deyim yerindeyse, denizden palamut fışkırıyor. Palamut büyüdükçe tadı da farklılaşıyor.
Deneyimli balıkçılar Karadeniz’de bu sezon palamut bolluğunu yunus balığının azalmasına bağlıyor. Önceki av sezonunda yunus balığının Karadeniz’de cirit attığını, palamudu büyümeden yediğine dikkat çeken balıkçılar, bu nedenle balığın sezon başı avlandıktan belli süre sonra yok olduğunu vurguluyor. Bu sezon yunus azalınca Çingene palamudu büyüyerek ağları doldurmaya başladı. Keşke denizin sevimlileri yunus diğer balıkları yemese de kıtlık yaşanmasa... Lakin doğanın kuralı bu. Güçlü olan güçsüzü eziyor, yok ediyor.       
Önümüzdeki aylarda da palamut bereketinin süreceğini anlatan balıkçılar, bu sezon palamudun irisi torik ve sivride de bolluk olacağını belirtiyor. Torik ve sivrinin çok avlanması ile akşamcıların vazgeçilmezi lakerda fiyatlarının da ucuz olması bekleniyor. Tutkunları dört gözle torik ve sivriyi bekliyor. Lakerdanın usta işi balıkçılar tarafından yapılması damaklara ayrı bir zevk yayıyor. 
Bu sezon palamudun yanı sıra mezgit, istavrit ve çinekop balığı da kasaları dolduruyor. Uygun fiyatları ile halkın tercihi oluyor. Kırmızı et ve tavuğu unutan halk, protein ihtiyacını palamut, istavrit, mezgit ve çinekop ile karşılıyor. Hamsi öngörüldüğü gibi bu sezon az avlamasından dolayı kilosu 150-200 TL’den satılıyor.
Denizlerin en sükseli balığı kalkan ve lüfer, bu sezon da narin avlanıyor, hali ile fiyatları cep yakıyor. Dar gelirli, “kalkanı unut, palamuda bak” diyerek balıkçılara koşuyor. Belki de gelecek sezon bu denli bol avlanamayacak, fiyatı da ucuz olmayacak palamudun. 
Aslında üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin, Kuzey ülkeleri gibi balık avında rekor kırması düşünülebilir. Ancak, konumu itibarıyla daha güneyde bulunması, küresel iklimden oldukça etkilenmesi, denizlerin bilinçsizce kirletilmesi ve suyun ısınmasından ötürü balıkçılık istenilen düzeyde değil. Eğer denizleri gözümüz gibi korursak, bu sezon olduğu gibi palamudun yanı sıra diğer balıklarda da bayram yaşanır.
Genç nesil değil ama orta yaş grubunun çok iyi anımsayacağı gibi 30-35 yıl önce balıkçı tezgahlarını 5-6 kilogramlık kalkan, 2-3 kilogramlık kofana balıkları süslerdi. Hem fiyatı da bugünkü gibi cep boşaltmıyordu. Doğanın dengesini bozduğumuz, yeşilini katlettiğimiz gibi denizin mavisini de soldurduk, balığını  kuruttuk.  
Ondan sonra da arada bir bu sezonki gibi palamut bol avlanıyor, diğer balıklar numunelik yakalanıyor. Doğayı, denizleri, çevreyi korumak, kılına zarar vermemek insanlık görevidir. Her yıl yaz mevsiminde artan sıcaklar, doğaya hoyrat davranmamızın sonucudur. Balık neslinin tükenmesi de bu vahşetin acı neticesidir...