Basılı gazetelerde özel yerine aynı tornadan çıkan habercilik anlayışı, iktidara yakın yayın politikası, dijital medyanın yaygınlaşması, oto sansürün egemen olması satışları dibe vurdurdu.
Bir zamanlar 1 milyon ve üzerinde satan gazeteler artık 100 bin tiraja bile ulaşamıyor. Ana akım medyanın sürekli iktidar yanlısı haberleri öne çıkarması, muhalefetin, sivil toplum örgütü ve sendikaların sesini yeterince öne çıkarmaması, halkın yaşadığı sorunlara karşın ekonomide pembe tablo çizen, suya sabuna dokunmayan haberlerden ötürü okur, gazeteden iyiden iyiye uzaklaştı. Basılı yerine dijital gazetelere yöneldi vatandaş.
Ayrıca gazete fiyatlarına üç-dört ayda bir yapılan zam satışları oldukça düşürdü. Tek dağıtım şirketi Turkuvaz’ın anlaşılmaz tutumu nedeniyle, çok sayıda yerleşim birimlerine artık gazete ulaşmıyor. Turkuvaz, maliyeti öne sürerek az sayıda kalan okuru gazetesinden yoksun bıraktı. Gazete satışları hızla aşağıya doğru yuvarlanıyor.
2- 8 Eylül 2024 arasında Türkiye gazetesi tiraj sıralamasında 91. 655 adet ile ilk sırada yer aldı. Ancak bu sayıya abone dağıtımı dahil. Sabah 89.265, Hürriyet 86.702, Sözcü 86.566, Akşam 78.398, Milliyet 61.045, Posta 52.299, Yeni akit 52.105, Yeni Şafak 51.998, Yeni Asır 50.476, Takvim 50.381, Korkusuz 35.269, Türkgün 32.530, Cumhuriyet 13.089, Karar 11.770, Yeni Birlik 10.584, Analiz 10.391, Aydınlık 10.343, Milat 10.299, Diriliş Postası 6.589, Aslında Gazetesi 6.435, Milli Gazete 4.268, BirGün 4.136, Doğru Haber 3.143, Nasıl Bir Ekonomi 2. 925 , Yeni Asya 2.711, Evrensel 2.639, Dünya Gazetesi 540.
Görüldüğü gibi bir zamanlar promosyonlarla 1 milyon tirajı olan Hürriyet, Sabah ve Milliyet artık 100 bine bile ulaşamıyor. Bu satış rakamlarını abartılı bulanlar var. Gerçek tirajın daha da aşağıda olduğu belirtiliyor. Zaten her geçen gün geriliyor satış. Avrupa ülkelerinin çok altında gazete tirajları.
Her şey gazetelerin holdinglerin çatısı altına girmesiyle başladı. Babiali’den plazalara taşınan sermaye egemenliğindeki gazeteler; özgür haberciliği, tarafsızlığı, çalışanların patron baskısından sendikal hakkını yitirdi. Tek tip habercilik anlayışı ile basın emekçileri birer birer işten çıkarıldı, kalanlar asgari ücretin biraz üzerinde ücrete mahkum oldu. Yaşanan bu olumsuzluklar zincirleme gazete satışlarının yerlerde sürünmesine yol açtı.
Oysa gazeteler 1980 öncesi haber atlatmak için birbirleriyle yarışıyordu. Amaç en doğru haberi, en kısa şekilde okura sunmaktı. Tabii en yüksek tiraja ulaşmaktı. 1980’li yılların başında gazeteler el değiştirerek holdinglerin, büyük sermayenin egemenliğine girdi. Sendikasızlaştırma ile birlikte özgür habercilik dibe vurmaya başladı. Televizyonların yaygınlaşması ile dev medya tekelleri doğdu.
1989’lı yılların sonunda ortasında boy gösteren bugünlerde doruğa çıkan tiraj sorunu, yazılı gazeteleri hızla kan kaybına uğrattı. Satışlar iyice dibe vurmak üzere. Zaten okumayı sevmeyen toplumuz..
Günümüzde yerel gazeteler de can çekişiyor. Basın İlan Kurumu’nun ayrıcalıklı ilan politikası ve kamuda tasarruf önlemleri, yerel gazeteleri vuruyor. İlanlar yerel basının can damarı, olmazsa olmazı. İlanlar kesilirse yaşamaları çok zor.
Bölgenin, illerin ve ilçelerin gözü kulağı, halkın sesi olan çok sayıda 100’ü aşkın yerel gazete maddi güçleri elvermediğinden basılı yaşama son verdi. Yayınlarını dijital ortamda sürdürüyorlar. Hali ile basın emekçileri ekmeğini yitiriyor. Kapanan gazeteler arasında 90- 100 yaşında olan köklü çınarlar bile var. Zor koşullara karşın hala ayakta durmaya çalışan, objektif habercilik yaparak yayınlarını kararlılıkla sürdüren yerel gazetelere sahip çıkmak o bölgede, ilde ve ilçelerde yaşayan yurttaşların temel görevi olmalı.
Aslında medya, özgür haberciliği öteleyip, siyasi iktidara yakın haberleri ile güven erozyonuna uğradı. Medyanın yüzde 90’ı hükümet yanlısı. Geriye kalan yüzde 10’u muhalefetin, memurun, işçinin, emeklinin, dul ve yetimin sesi olabiliyor. Hal böyle olunca tek sesli yayın yapan yazılı ve görsel medyaya güven azalıyor, satışları sürekli geriliyor...