Bir konuta hakkından fazla kira talep edilir, fırsatçılık yapılırsa olacağı buydu. Değerinin üzerinde fahiş fiyatla evlerini kiraya verenler, bugünlerde kirasını ödemeden kaçanların şokunu yaşıyor.
Korona salgını ve ardından Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle konut kiraları aşırı pahalandı. İnşaat sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle arz-talep dengesizliği de eklenince; satılık ve kiralık konut fiyatları dudak uçuklatan rakamlara ulaştı.
Başta Antalya, Bodrum, Çeşme gibi tatil kentleri olmak üzere yurdun her yerinde orta ve alt gelir grubu için konut satın alabilmek hayal ötesi. Buna koşut kira fiyatları da uçtu. Fiyatların bu denli yükselmesinde müteahhitlerin yanı sıra, fırsatı haksız şekilde lehlerine değerlendirmek isteyen emlakçı ve konut sahipleri temel etmen. Yaptırım olmayınca serbest piyasada istediği atı oynatıyorlar.
Yurdun her yanını saran bu açgözlülük, daha önce 2-3 bin lira arasında değişen konut kiralarını bir anda 4-5 bin, hatta 6 bin liraya kadar yükseltti. Yabancıların talepleri karşısında yeni evlenecek çiftler, ataması yapılan memur, dar gelirli emekçi, emekli için ev bulabilmek olanaksız hale geldi.
Ev sahipleri kiracısını bilindik söylemle, “Oğlum evlenecek evi boşalt”, “Eve tamirat yaptıracağım çık” gibi ucuz gerekçelerle tahliyeye zorluyor. Amaç yüksek fiyattan başka birine kiralamak.
Büyük kentlerde konut kiraları semtine, büyüklüğüne, site veya bağımsız apartman özelliğine göre geçen yıla göre yüzde 100’ü aşan oranda arttı. Antalya’da savaş öncesi mevkisine göre 5 bin lira olan kira ederi yabancıların buraya akını üzerine 30 bin, 50 bin liraya dek yükseldi.
Oysa hükümet temmuz ayında kira artışını yüzde 25 zam oranı ile sınırlamıştı. Lakin bu karara uyulmadığı gibi, isteyen kafasına ve keyfiyetine göre uçuk tutarlar talep etti. Ve istediğini de aldı. Bazı emlakçılar da edineceği yüksek komisyonu gözeterek, fahiş artışa çanak tuttu. Günlerce konuşuldu, medyada manşetlere çekildi, televizyonlarda ana haberlerde ilk sıralarda yer aldı gariban kitleyi ezen olumsuzluk.
Ancak bu durumun uzun sürmeyeceği, yüksek kira fiyatlarının ödenemeyeceği öngörülüyordu. Yabancı uyruklu veya varlıklı Türk yurttaş olsa da “yüksek kira balonu” bir yerde patlayacaktı ve de patladı. Nitekim satılık ve kiralık konut fiyatlarının tepe yaptığı Antalya’da, yabancılar 3-4 ayın sonunda kiralarını ödemeden evi boşaltıyor ve kaçıyorlar.
Mahkemelerde kiraları ödenmeyen çok sayıda dosya birikti. Öyle ki yüksek kiraları ödeyemeyen kiracı ile ev sahipleri arasında kavgalar, istenmeyen olaylar meydana geliyor. Yaşanan gelişmelerin ardından fiyatlar geri çekilmeye, önceki fiyatlarına dönmeye başladı. Hiç gerek yoktu böylesi uyanıklığa, fırsatçılığa.
Umarım Antalya’da evleri boşaltıp kaçan kiracılar olayı, fahiş fiyat isteyen ev sahiplerine örnek olur. Yarın onlar da şoke olabilirler. Piyasa değeri neyse onu talep etmek insanlık görevidir aynı zamanda. Yazık değil mi sabit gelirli yeni yuva kuracaklara, öğrenciye, memura, emekçiye ve emekliye?..