Kanal S ekranlarında yayınlanan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Volkan Kınaş'ın moderatörlüğünde Samsun'dan Dünyaya Sağlık programının bu haftaki konuğu Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Aydemir, Dikkat eksikliği nedir?, Çocuklarda dikkat eksikliği belirtileri nelerdir? Neurofeedback nedir? Dikkat eksikliği çocukların geleceğini etkiliyor mu? konularına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İşte programdan öne çıkan başlıklar;
DİKKAT EKSİKLİĞİ NEDİR?
Özellikle bu konuyu neden seçmek istedim. Henüz dönemin başı, Ekim ayinin sonundayız okullar açıldı. Yaklaşık 2 ay gibi bir süre oldu. Şu an bize en çok gelen okullarda en sık gördüğümüz problem bize şu an en çok yönlendirilme sebebi ailelerin de gelme sebebi dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu oluyor. Bu yaklaşık iki aylık zaman diliminde öğretmenler artık öğrencileri tanıdılar. Birtakım farklılıkların farkına vardılar ve genelde bize en çok gelen sorun bu problem oluyor. Peki bu problem nedir? Öncelikle isterseniz oradan başlayalım. Ben şöyle kısa bir tanımını yapayım; dikkat eksikliği, aktivite bozukluğu Amerikan psikiyatri akademisi şöyle tarif ediyor “Dikkat dağınıklığı, odaklanamama, aşırı kaotik hareketlilik ve fevrilikle giden nörogelişimsel bir sorun.” olarak tarif ediyorlar. Nörogelişimsel problem ne demektir? Ondan bahsedeyim. Doğuştan gelen beyinle alakalı bir problem demektir ve kroniktir. Yani yaşam boyu az ya da çok belirtilerini devam ettirir. Örneğin otizim de nörogelişimsel problemdir. Daha kronik ve ömür boyu olma oranı yüksektir. Doğuştan gelir. Dikkat eksikliği de yine bu kategoride beyindeki birtakım biyolojik farklılıklardan kaynaklı olan doğuştan gelen nörogelişimsel bir problemdir. Dikkat eksikliği çok geniş bir yelpaze gibi düşünebilirsiniz. Çocuktan çocuğa, bireysel farklılıkları çok olabilen bir problem. Özellikle kız çocuklarında daha çok dikkat dağınıklığı olan tip gözlenirken erkek çocuklarında aşı hareketlilik, fevrilik dürtüsellik işte böyle vuran kıran erkek çocukları hani toplumdaca sevilen çocuklar. Çocuk davranışı olarak görünen bazı hareketler hiperaktivite belirtisi hiperaktivite bulgusu olabiliyor. Peki biz bunu ne zaman problem olarak görüyoruz? Çocuğun yaşantısına sıkıntıya soktuğu zaman. Çocuğun yaşamında bir problem yol açtığı zaman biz bunu bir rahatsızlık olarak görüyoruz. Her çocuk bir miktar dikkati dağınık olabilir, hareketli olabilir, fevri olabilir. Ancak çocuğun gündelik yaşamını etkileyip etkileme durumu bizim kriterimiz. Yani psikiyatri de biz bunu “işlevsellik” diyoruz. Çocuğun yaşam kalitesini bozan bir durum varsa biz onu “bozukluk” olarak nitelendiriyoruz. Yaşam kalitesi ve işlevsellikten kastımız çocuğun tabii ki birçok yaşamın birçok farklı farklı örneklendirme şansımız var. Akademik başarısızlık, sosyal problemler, sosyal duygusal ilişkiler akademik başarıyı negatif etkilediği gibi çocuğun öğretmeni ve okulla olan sosyal ilişkileri de olumsuz etkilenebiliyor. Örneğin komşu, akraba, mahalle çevresinde olan sosyal ilişkileri de olumsuz yönde etkileniyor.
DİKKAT EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Öncelikle bu tanı klinik bir tanı. Hiçbir görüntüleme ya da test, tahlil, tetkikle bu tanıyı koymuyoruz. Bazen bu aileleri bu konuda endişelendirebiliyor. Henüz böyle bir yöntem yok ama önümüzdeki yıllarda böyle bir tetkik yöntemi gelir. Tanıyı birçok psikiyatrik problemde olduğu gibi klinik olarak koyuyoruz. Şimdi dikkat eksikliği hiperaktivitenin üç boyutu vardır. Birincisi dikkatsizlik, dikkat dağınıklığı olan boyutu. Dikkatsizlik olan boyutunda, dikkatini verememe, odaklanamama, başladığı işi bitirememe, unutkanlıklar gibi birtakım belirtiler vardır. Dikkat gerektiriyorsa zor geliyorsa çocuğa hiç başlamaz. Aileler bunu genellikle “İstese yapar ama istemiyor.” gibi tarif eder. Bu genel dikkat eksikliği olan çocuklarda ailelerden aldığımız bir şikayet. İkinci boyut hiperaktivite. Yani aşırı hareketli olan boyut. Bu çocuklar kıpır kıpırdır. Enerjileri yüksektir. Okuldan eve gelir. Okulda tüm gün yorulmuştur. Enerjik etkinlikler yapmıştır ama evde hala çok hareketlidir. Bazen ailelere bu hiperaktivite kısmını sorduğumuz zaman “Benim çocuğum hiperaktif değil. Koltuk, kanepe tepelerine, düz duvara tırmanmıyor.” Diyorlar ama tek kriterimiz koltuk, kanepe tepelerinde olması değil. Kıpır kıpır olması, hareketli oyunlar tercih etmesi, yemek yerken dahi elinin ayağının durmaması, sürekli şekilden şekile girmesi gibi kriterler hiperaktivite belirtileridir. Üçüncü boyuta geldiğimiz zaman dürtüsellik yani fevrilik boyutu. Şimdi dürtüsellik nedir? Sonunu düşünmeden hareket etmedir. Böyle freni patlamış bir araba gibi. Fren sistemi yoktur çocukların. Sonucunu düşünmezler. Örneğin arkadaşlarıyla koşarken bir anda böyle oyun amaçlı çelme takar ama arkadaşının düşüp kafasını çarpabileceğini sonunda olumsuzlarla sonuçlanabileceğini ön göremez. Sabırsızdır, acelecidir, fevri davranır. Öğretmen daha soruyu tamamlamadan cevabı yapıştırır veya öğretmen başka bir arkadaşına soru yönelttiğinde cevabı o verir. Bunlarda okulun, sınıfın kuralını bozucu hareketler olarak karşımıza geliyor. Çok konuşur bu çocuklar. Öğretmenler de bu konuda çok şikayet ediyorlar.
NEUROFEEDBACK NEDİR?
Evet dikkat eksikliğinde uygulanan bir alternatif yöntem. Belli birtakım elektriksel uyarılar vererek beyindeki sinyalleri düzelttiğini düşünüyor. Bu sebepten dolayı da dikkat eksikliği ile ilgili bu konuda çalışmalar var. Ancak hani yapılan bilimsel çalışmalarda etkin kanıtlanmamış. Yani daha çok hani biz günlük pratikte de uzun soluklar gidiyorlar. Seanslarda yıllar boyu uygulanıyor. Ancak klinik pratikte fayda göremediklerini görüyoruz ama hani bilim de bizim söylediğimiz doğruluyor. Yani bilimsel çalışmalarda da etkinliğe saptanamamış dikkat eksikliği ve hiperaktivitede. Neurofeedback gibi birçok yöntem var tabi. Neurosound var. İşte bir takım işte Tomatis metotları vesaire söyleniyor. Yani dikkat eksikliği ile ilgili yapılan çalışmalara baktığımızda herhangi bir bilimsel yönünün olmadığını görüyoruz. Kanıtlanmış bir etkinlik. Biraz zaman ve para kaybını da yol açabiliyor. Maalesef. Yani hem çocuğun zamanı gidiyor hem bu süreçte problemler bir yandan devam ediyor. Problemleri artıyor. Gündelik yaşamı olumsuz etkilemesi bir yandan da tabii ki ekonomik de kayıplara yol açıyor bu tarz yöntemler.
DİKKAT EKSİKLİĞİ ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ ETKİLİYOR MU?
Çocuk gelecekte bir meslek sahibi olacağı zamanı, on, on beş sene sonrayı benim de kestirmem zor yani. O zaman ne gerektirir? koşulları nasıl olur? O zamanla ilgili şu an bir şey söylemem zor ama hani günümüzdeki durumu söyleyeyim. Günümüzdeki durumda ilaçlar ve bu tanıyla ilgili silahlı meslekler konusunda sıkıntı yaşayabiliyor. Bunlarla da zaten bildiğim kadarıyla silahlı meslekler konusunda birçok kronik hastalık elenme sebebi oluyor. Bizim problemimiz de olduğu gibi. Yani birçok kronik hastalık silah meslekler yapılmasına engel olabiliyor. Askerlik, polislikten bahsediyorum. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Özellikle bizim Çocuk Genç Psikiyatri Derneğimiz de bu konuda çalışmalarını yürütüyor. Bu bizim istemediğimiz bir şey. Çünkü tedavi alan semptomları kontrol altında olan çocukların bu meslekleri yapmasına engel bir durum olduğunu düşünmüyoruz. Hani şu anki yasal prosedür bu şekilde. Bunla ilgili düzenlemeler çalışmalar devam ediyor. Artık zaman ne getirir ne olur zamanla göreceğiz. Biz de bu problemin çözülmesini istiyoruz tabii ki. Şu an silahlı mesleklerde bir sıkıntı var ama hani bizim klinikte gördüğümüz hani hareketli çocuklar da daha çok bu meslek grubuna uygun olmayabiliyorlar. Yani çok sistematik, çok kurallı meslekler. Çünkü hani silahlı mesleklerin kendisi içerisinde zorlukları var. Bu hastalık grubu da bu meslekleri açısından hani zorlanan bir grup oluyor genellikle.
NEJLA KAYA
SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.