Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan provokasyona karşı net mesaj: Eyvallah demeyeceğiz

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Kayseri'de yaşanan provokasyonlara ilişkin konuştu. Erdoğan, "Kamu düzeni kırmızı çizgimizdir. Bu hassas çizginin yok sayılmasına, çiğnenmesine eyvallah demeyeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki basına kapalı toplantı 2 saat 40 dakika sürdü. Toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu.

"KAMU DÜZENİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR"

Erdoğan, Kabine sonrası yaptığı konuşmada Kayseri'de çıkan olaylara değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Almanya Sollingen'de evlatlarını ırkçı teröre şehit vermiş bir millet olarak bize yakışmayan, inancımız, kültürümüz, medeniyet değerlerimizle asla bağdaşmayan sahnelerin yaşanmasına göz yummayız. Kamu düzeni kırmızı çizgimizdir. Bu hassas çizginin yok sayılmasına, çiğnenmesine eyvallah demeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Geçmişte etki ajanları ve provokatörler eliyle ülkemize hangi bedellerin ödetildiğini gayet net hatırlıyoruz. Kayseri'de iğrenç ve rezil bir taciz vakası üzerinden aynı kaos planı tezgahlandı. İkinci perde ise Suriye'nin kuzeyinde sergilendi. Bunları kimin yazdığını çok çok iyi biliyoruz. Ne biz ne Suriyeli kardeşlerimiz bu sinsi tuzağa düşmeyeceğiz. Irkçı vandallığa ve provokasyonlara boyun eğmediğimizi altını çizerek söylemek istiyorum. Kimse kendini polisin, hakimin devletin yerine koyamaz. Kayseri'deki olaylar sonrasında ortalığı yakıp yıkan, polisimize saldıran 474 provokatör gözaltına alındı. Dün Suriye Milli Ordusu güçleri ve güvenlik kuvvetlerimiz kışkırtmalara gerekli müdahalelerde bulundu. Suriye Geçici Hükümeti şanlı bayrağımıza yönelik saldırıları lanetlediğini ifade etmiştir.

İstihbarat birimlerimiz sınırın öte tarafındaki ortaklarıyla çok titiz bir çalışma yürütmektedir. Hangi kirli ellerin bu işlerin arkasında olduğunu mutlaka ortaya çıkaracağız. Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyeti teröristan kurma hayallerinin önündeki bariyerdir. Silahlarının namlusu ülkemize çevrili eli kanlı caniler orada var oldukça ülke ve milletimizin güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz. Bölücü terör tehdidi ortadan kalktıkça elbette üzerimize düşeni yaparız."

"Yeni kabine üyelerimizi kutluyorum. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını yürütecek Murat Kurum kardeşimiz ile Sağlık Bakanlığını yürütecek Prof. Dr. Kemal Memişoğlu hocamıza yeni vazifelerimizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Görevden affını isteyen ve bu talepleri şahsımızca kabul edilen Mehmet Özhaseki kardeşimiz ile Fahrettin Koca kardeşimize de emekleri, fedakarlıkları ve milletimize yaptıkları hizmet için teşekkür ediyorum.

Vatanımızın bekası , insanımızın güvenliği için yurtiçinde ve yurt dışında kahramanca yapan askerlerimizin tek tek gözlerinden öpüyor. Rabbim onları muhafaza ve muzaffer eylesin diyorum. Bayram süresince çeşitli nedenlerden kaynaklanan orman yangını haberleriyle sarsıldık. Diyarbakır Çınar ve Mazıdağı'ndaki yangında hayatını kaybeden insanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE

Hafta sonu yine İzmir, Bursa, Balıkesir, Muğla ve Çanakkale'de orman yangınları yaşandı. Yaz mevsiminin her geçen yıl daha sıcak ve kurak geçmesiyle yangın riski de aynı oranda artıyor. Bu felaketler baktığımızda, ihmalin, tedbirsizliğin ve kastın öne çıktığını görüyoruz. Bölücü örgütün de orman yangınlarını bir terör yöntemi olarak kullandığını geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz. Yüzde 90'ı insan kaynaklı olan orman yangınlarının önüne geçmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 26 uçak 105 helikopter ve 5 binden fazla kara aracıyla orman yangınlarıyla mücadelemizi sürdürüyoruz. Halihazırda 14 Bayraktar TB2 İHA'mız ile yeşil vatanı 7 gün 24 saat izliyoruz. Dünyada orman yangınlarıyla mücadelede İHA kullanan 2 ülkeden biriyiz.

Önceki ay çiftçilerimizle buluşmamızda tarım alanında son 21 yılda nereden nereye geldiğini rakamlarla tek tek ortaya koyduk. Hükümetlerimizin tarım politikalarını eleştirenlerin çoğu bilgiden ziyade önyargılarla hareket etmektedir. Her mesele gibi maalesef tarım konusuna da istismar malzemesi olarak bakıyorlar. Bunlar öyle seçim meydanlarında dalga konusu yapılacak işler değildir. Tarım ciddi uğraştır. Çok stratejik sektördür.

Hükümet olarak tarıma sektörün ciddiyetine, önemine uygun anlayışla yaklaştık. Çifti kardeşlerimizin alın terlerinin hakkını daima vermeye başladık. 1 trilyon 364 milyar lira son 21 yılda tarım desteği verdik. 56 milyar lira destek ödemesi yaptık. Yıl sonunda bu rakam 91,5 milyara çıkacak. Yaş çay alım fiyatının yanında üreticilerimize destekleme primi uygulamasını ilk kez biz başlattık. Üreticimizi korumak için yeni çay fabrikaları yaparak Çaykur'un kapasitesini yine biz artırdık.

"HUBUBAT İTHALATINI 15 EKİM'E KADAR DURDURDUK"

Buğday fiyatlarında dünya piyasasının bir hayli üzerindeyiz. Yurt dışı ekmekli buğday fiyatı yerinde ton başına 248 dolardır. Toprak Mahsulleri Ofisi alım fiyatı ton başına 359 dolar olup dünya fiyatlarından 89 dolar yüksektir. Hasat döneminde üreticimizi koruma amacıyla dahilde işleme rejimiyle hububat ithalatını 15 Ekim'e kadar durdurduk. Üretici maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlamak amacıyla vereceğimiz fark ödemesi 29 milyar liradır. Toplam tarımsal destek bütçemizin yaklaşık dörtte birini, buğday ve arpa üreticilerimizin maliyetine katkı amacıyla kullanıyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisimiz alımla ilgili süreçleri titizlikle yürütüyor.

"ÇİFTÇİMİZİN ŞİKAYETİNİ CUMHURBAŞKANI OLARAK ŞAHSEN TAKİP EDİYORUM"

Ofis hububat teslim eden üreticilerimizin ödemelerine başladı. İlk etapta 6 Haziran'a kadar ürün verenlerin ödemeleri hesaplarına yatırıldı. Aldığımız bütün tedbirlerine rağmen çiftçimizin, üreticimizin memnuniyetsizliği, şikayeti olabilir. Bunları da Cumhurbaşkanı olarak şahsen takip ediyorum. Bakanlarımıza gerekli talimatı veriyorum. Milletin efendisi olan çiftçimizin mağduriyetine izin vermeyiz. Son 21 yıldır iyi ve kötü gününde nasıl çiftçimizin yanında olduysak bundan sonra da yanlarında olacağız.

Türkiye stratejik önemi fevkalade yüksek, 3 kıtanın kavşak noktası olan bir coğrafyada bulunuyor. Medeniyetlerin beşiği olmuş, paylaşım kavgasının tam merkezinde yer almış bir bölgedeyiz. Böyle bir coğrafi konum ülkemize siyasi, ekonomik, avantajlar sağlamanın yanında tehditleri de beraberinde getirmektedir. Soğuk savaş döneminde bloklar arası rekabetin yoğunlaştığı yerlerden biri Türkiye'nin merkezinde olduğu coğrafyada idi.

SURİYE İLE İLİŞKİLER

Komşumuz Suriye'de 13 yıldan fazla sürede devam eden 1 milyon insanın hayatına mal olan itilafa siyasi çözüm bulmak için çok uğraştık. Farklı kanallarla daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmeye çalıştık. Sahada bazı konularda müspet neticeler de aldık. Sulhe ve sükunete hizmet edecek ilave adımların atılması mümkündür. Kimsenin toprağı ve egemenliğinde gözümüz yoktur. Suriye'nin milli birliğinin korunması Türkiye'nin de önceliğidir. PKK'ya kurdurulmak istenen terör devletine en ağır darbeyi sınır ötesi harekatlarla Türkiye indirmiştir. Biz demokratik, müreffeh ve güçlü Suriye görmek istiyoruz. Evlerini terk etmek zorunda kalmış milyonlar için Suriye'nin güvenli bir hale gelmesini herkesten çok biz arzu ediyoruz.

Biz ayrılıkları derinleştirme yerine, ortak paydayı büyütmenin derdindeyiz. Dış politikada da sıkılı yumrukların açılmasında büyük fayda olduğuna inanıyoruz. Bunun için kiminle görüşülmesi gerekiyorsa geçmişte olduğu gibi görüşmekten imtina etmeyiz. Elbette Türkiye'nin güvenliğini referans alacağız. Türkiye dostlarını yarı yolda bırakan bir devlet değildir, olmayacaktır. Tek parti zihniyeti Azerbaycanlı kardeşlerimizi Sovyetlere teslim ederek ülkemize Boraltan Köprüsü faciasını yaşatmıştı. Tam 76 yıl bu facianın mahcubiyetini yüreğimizde hissettik."

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.