Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine toplantısı sonrası kameralar karşısına geçti. Erdoğan'ın ilk sözleri yeni anayasa ile ilgili oldu.
"İLK 4 MADDE TARTIŞMALARI SÜRECE KATKI VERMİYOR"
"Daha adil bir dünya daha müreffeh Türkiye'ye ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. 1 Ekim Salı günü TBMM'de 28. dönem 3. yasama yılının açılışını yaptık. Meclis hitabımızda Türk demokrasisini darbe anayasasından bir an önce kurtararak yeni ve sivil anayasa ile buluşturma talebimizi teyit ettik. Tüm siyasi partilerin yeni anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili partimizin ve Cumhur İttifakı'nın herhangi sorununun olmadığını ilk 4 madde üzerinden yapılan tartışmaların sürece katkısı olmadığını ifade etmek istiyorum.
"İSRAİL LÜBNAN'I İŞGALLE YETİNMEYECEK"
İsrail'in Gazze'de durmayacağını, gözünü bölgedeki diğer ülkelere dikeceğini her fırsatta ifade ettik. Bu ikazlarımızdan dolayı bazı dostlarımızın ve ülkemiz içindeki malum kesimlerinin haksız eleştirilerine maruz kaldık. İsrail'in BM Geçici Barış Gücü'ne saldıracak, tehdit edecek küstahlaşması konunun ciddiyetini ispata kafidir. Kendi personellerini dahi koruyamayan bir BM görüntüsü uluslararası sistem adına utanç ve kaygı vericidir. Güvenlik Konseyi'nin İsrail'i durdurmak için daha neyi beklediğini açıkçası biz de merak ediyoruz. İsrail tankları Barış Gücü askerlerine saldırıyor, bir kısmını yaralıyor, BMGK tüm bu haydutlukları sadece seyrediyor.
Bunun için yıllardır 'dünya beşten büyüktür' diyoruz. Gelinen noktada şu gerçeği hepimiz görmekteyiz. Siyonist emeller peşinde koşan İsrail hükümeti, Amerika ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini aldığı müddetçe saldırılarını durdurmayacak. Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarımız kapalı oturumda asıl planı ifade etmişlerdir. Bugün İsrail'in gönüllü sözcülüğünü üstlenenlerin geçmişte bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı için aynı cümleleri kurduklarını unutmadık.
"SİYASETÇİ KILIKLI İNSANLIK MÜSVEDDELERİ"
Refah Sınır Kapısı'nın İsrail güçleri tarafından işgaliyle birlikte Gazze'ye ulaştırılan yardım miktarında ciddi düşüş oldu. İsrail, Filistin mültecilerine yardım ajansını terörize ederek yardımı engellemeye çalışıyor. Kış gelmeden ihtiyaç sahibi Gazze halkına yardımlarımızı ulaştırmamızın gayretindeyiz. Lübnan'daki vatandaşlarımızın tahliyesini de gerçekleştiriyoruz. İhtiyaç ve talep olması halinde tahliye operasyonlarımız sürecektir. Böylesi insani meselede dahi ırkçı atak geçiren, yalan ve iftiralarla tahliye operasyonumuza kara çalan gazeteci ve siyasetçi kılıklı insanlık müsveddelerini de milletimizin vicdanına havale ediyorum.
"SİYASETTE DİYALOG ZEMİNİNİ GÜÇLENDİRMELİYİZ"
Bölgemizin içinde bulunduğu kesif ve karanlık atmosferde dışarıdaki meselelerle yakından ilgilenirken evimizin içini toparlamamız yani iç cephemizi tahkim ve takviye etmemiz fevkalade önemlidir. Bunun yolu da evvelemirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten geçiyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni çatışma patlak verirken siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla yoluna devam etmesi mümkün değildir. Bu noktada yapmamız gereken bellidir; Türkiye'nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesine bekleyenlerin onların içindeki lejyonerlerin gerilimi körüklemesine müsaade etmemeliyiz. Türkiye'yi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz. Her kim siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa kesinlikle Türkiye'nin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim ülkemizin güvenlik kuşağını güçlendirmeye hedefleyen çabaları sureti haktan görünerek hedef alıyorsa, acı hatıraları tekrar deşiyorsa apaçık ihanet içinde demektir. Türkiye son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı.
"KİMİ ESKİ SİYASETÇİLERİN EKRAN EKRAN DOLAŞIP"
Hüsnüniyet göstergesi olan bazı adımlar atıldı. Bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye dönük girişimler de yoğunlaştı. Partisi tarafından dışlanmış hatta istenmeyen adam ilan edilmiş, kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp, kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşması, yumuşama atmosferini provakatif sözlerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bilmiyoruz. Girdiği her seçimi kaybeden son olarak partideki seçim yarışını kaybederek rekor kıran zatın, Türkiye'yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakaretamiz ifadelere cevap vermeyi zul addediyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işaretidir.
"UZATILAN ELİN SIKICA TUTULMAK YERİNE KOPARTILMAYA ÇALIŞILMASINA İZİN VERMEYİZ"
Bölgemizin tamamında Türk, Türkmen, Arap, Kürt demeden herkesi kucaklayan bir kardeşlik ekseni kurmaya çalışıyoruz. Birileri hemen bu kardeşlik eksenini sabote edecek hal ve hareketlere girişiyor. Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına izin vermeyiz. Buna kayıtsız da kalmayız. Bölgemizde bunca ateş varken, her geçen gün ülkemize yaklaşırken herkes aklını başına almalıdır. Yumuşama iklimi ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor. Her türlü tehdidi bertaraf etme irademiz tamdır. Milletimizin hafızasında yer edinmiş kötü sahnelerin tekrar yaşanmasına müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz.
SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.