Çarşamba'da yaşanan bıçaklı kavgayı hayretler içerisinde takip ettim. Her kafadan bir ses çıkıyor olması problem vericiydi. Doğru bilgiye ve doğru istihbarata ulaşmak, biz gazetecilere kaldı. Çok da zor olmadı, kısa sürede doğru ve net bilgilere ulaştık. Ölü ve yaralıların sayıları sürekli değişiyordu. Bu da hızlıca haberi ilk ben vereyim düşüncesiyle haber geçenlerdi. Bunun ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha gördük. Sayısal verilerin yanlış olması bir yana, kavganın çıkma sebebi de olayın sıcaklığıyla yanlış anlatıldı. Arazi kavgası sanılan olay kız alıp verme meselesine dönüştü. Bence bu olayda biraz tökezledik diye düşünüyorum. Olay yerine gitmediğimden dolayı geçilen haberleri yazılan yazıları okumak daha kolay oldu. Tevfik İleri Ortaokulu'nda yaşanan cinayet olayında böyle sorunlar olmamıştı. Çünkü haberin takibini doğru kişiler yaptı. Heyecan yapmaya çok da gerek bence. Yanlış haberi hızlı geçmektense, doğru haberi yavaş geçerim daha iyi. Asayiş muhabirliğinin zorluğunu bu tarz olaylarda daha iyi anlıyorum. Hem hızlı hem de doğru olmak gerekiyor ama herkesin tercihi farklı. Ben doğru haberin geçilmesinden yanayım. Yaşanan olayla ilgili de bahsedecek olursak, yaşanan aile kavgasında Çarşamba Emniyet Müdürlüğü konuyla ilgili harika bir çalışma yaptı. Yaşanan yaşandı, ona yapacak bir şey yok ama olay sonrasında 14 kişi gözaltına alındı. Bakalım bu 14 kişiden kaç kişi sevk edilecek, kaç kişi ceza alacak. Merakla takibini yapıyoruz...