Maça gelmeden önce biraz da saha dışından bahsedelim.
İftarımızı stadyumda açtık.
Samsun 19 Mayıs Stadyumu'nda tam bir sessizlik vardı.
Statta maç havası yoktu.
Taraftarların maça ilgisi yok denecek kadar azdı.
İlk defa taraftarın bu kadar ilgi göstermediği bir maç izledik.
Taraftar haklı mı?
Bence haklı…
Bu kadar beceriksiz ruhsuz oynayan bir takımın kim peşine gider ki!..
Bu maç, kendin çal kendin oyna misali oldu.
Bugüne kadar Samsunspor’un en vasıfsız ve kalitesiz bir futbolcu topluluğunu izledim.
Yılport Samsunspor- Altınordu maçı her iki takım açısından önem taşıyordu.
Yenenin düşme hattından uzaklaşacağı bir maç…
Samsunspor sahada bildik oyununu oynamaya devam etti.
Korkak bir futbol, beceriksiz bir oyun ve de sonuca gidemeyen bir takım.
Galibiyete hasret kalan Samsunspor 1-0 geriye düşmesine rağmen 90+3’te gelen golle sahadan üç puanla ayrıldı.
Kaybedilen maçlara gel de yanma!..
Şöyle bir maç daha alabilseydik, şimdi Play-Off’u konuşacaktık.
Ne diyelim kader böyle yazmadı, futbolcular oynamadı…
Samsunspor saman alevi gibi.
Çabuk parlıyor yanıyor, çabuk sönüyor…
Teknik Direktör Çapa’yı gönderdik…
Yücel Hoca geldi belki düzelir dedik…
Düzelmeyeceğini defalarca yazdık söyledik.
Sorun teknik değil diye.
Sorun futbolcu sorunu!
Bu takımdan bu kadar…
Ne kadar köfte o kadar ekmek misali...
Çok da fazla zorlamaya gerek yok.
Kapasite bu!
Sokma akılla ne kadar gidilir ki?
Bundan sonrası tufan misali…
Bu ruhsuzlara prim vermeyin!
Altınordu maçı milat olsun…
Futbol papazlarını kaldırıp atalım!
Yücel Hocam, koy gençleri oynasınlar…
Bak bu maçta gençlere yer verdin seni mahcup etmediler.
Sezonu gençlerle bitirelim…
Bakmayın 2-1 galip geldiğimize…
Öyle ahım şahım bir futbol oynamadık.
Puan lazımdı sadece üç puanı aldık.
Futbola değil puana sevindik.
Bu sezon, Samsunspor tarihinin en kötü futbol sezonu.
Bu futbol bu şehrin futbolu değil...
Bu futbol bu şehre yakışmıyor...
Bu takım da bu şehirin takımı olamaz...
İnşallah, futboluyla bu şehre yakışır bir takımımız olur…